?Hikaye: 02- Eğer siz iman eder ve şükrederseniz Allah size niçin azap etsin
- İslami Konular
- /
- ٠10قصص واقعية
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
Allah ile Uzlaşmak
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Hamd alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam güvenilir ve sözünün eri olan Rasulullah (s.a.v.)’e olsun.
Değerli kardeşlerim, bir dersten sonra bir genç ile tanıştım. Dedi ki “ben tekstil mühendisiyim, Romanya’da okudum, Şam’da büyük bir fabrikada çalışıyorum ama epilepsi hastasıyım. Aracımda da olsam hep tehlikedeyim, toplu taşımada, yolda, ofiste ya da evde, günde bir veya haftada üç ila beş kez olmak üzere birkaç defa kriz geçiriyorum. Neredeyse ezileceğim, ben niye böyleyim? Tabi epilepsinin beyinde bir hastalık olduğu ve tedavisinin olmadığı ile ilgili zihnimde bilgiler vardı. Ancak o benden farklı bir cevap istiyordu. Ben neden böyleyim? Allah neden bana bu hastalığı verdi? Onun evine gittim, anlattım ve dedim ki: “Allah Teala şöyle buyuruyor:
﴾ مَا يَفْعَلُ اللَّهُ بِعَذَابِكُمْ إِنْ شَكَرْتُمْ وَآمَنْتُمْ ﴿
“Eğer siz iman eder ve şükrederseniz Allah size niçin azap etsin?”
Beni hayallerin ötesinde bir şekilde dinledi. “Bu sözün anlamı nedir?” dedi. Dedim ki: “Kul Allah’ın emirleri doğrultusunda dosdoğru bir şekilde yaşadığı sürece Allah’ın ona sıkıntı verecek bir şey göndermesi binlerce kez imkânsızdır. Bunun delili de şu ayettir:
﴾ مَا يَفْعَلُ اللَّهُ بِعَذَابِكُمْ إِنْ شَكَرْتُمْ وَآمَنْتُمْ ﴿
“Eğer siz iman eder ve şükrederseniz Allah size niçin azap etsin?”
Bu sözlerimden sonra, çok dikkatle dinledikten sonra cebinden bir kâğıt çıkardı ve yazmaya başladı. “Bana ne yapmamı emrediyorsun?” diye sordu.
Ona beş vakit namazını vaktinde kılmasını, gözünü haramdan sakınmasını, diline, gözüne, kulağına hakim olmasını söyledim. Neredeyse kırka yakın maddeden bahsettim. Hepsini yazdı. Bu hastalıktan dolayı çektiği acı onu mahvediyordu. Vallahi ondan ayrıldıktan sonra sanki ben işe karışmıştım ama nasıl? Belki de o şifası olmayan bir eziyetti. Ben de ona Allah’ın emirleri doğrultusunda yaşadığında bu acının dineceğini vaat etmiştim. Derslerim Cuma günleri oluyordu. İlk Cuma geldi ve şöyle dedi: “Elhamdülillah, hayatımda ilk defa bir hafta içinde nöbet geçirmedim.” Vallahi sanki dünyalar benim olmuştu. Dedim ki “Rabbim dilerse o hastalıktan kurtulur.” İkinci hafta tekrar geldi ve “yine bu hafta da nöbet geçirmedim” dedi. Dördüncü haftada böyle geldiğini hatırlıyorum. Sevinçten, bu olanlara inanamadım.
Benim ona söylediklerim Allah’ın kelamı ile desteklenen şeylerdi. Allah Azze ve Celle muhakkak doğru söyler. Nöbetleri seyrelmişti. Altıncı hafta derse gelmedi. Dedim ki galiba kriz geçirdi. Çok endişelendim. Ancak yedinci hafta geldi. Ve tam olarak şöyle dedi: “Sen, bana yazdırdıkların hakkında endişelenme. Ben Allah’a karşı hata işledim. Bu hafta günah işledim ve yolda epilepsi nöbetim tuttu.” Yani bu tüm vaatlerin gerçekleşmesi verilen sözlerin yerine getirilmesi ile olur. Allah sana güzel bir hayat, bol rızık, güvenilir bir yaşam, huzur, hikmet vaat ettiyse, Allah katında bu vaatlerin gerçekleşmemesi kâinatın yok olmasından daha kötüdür. Fakat eğer gerçekleşmiyorsa bunun sebebi biziz. Bizim kendimize dikkat etmemiz gerekir. Allah’ın bize azap etmeye ihtiyacı yoktur. Ayet gayet açıktır:
﴾ مَا يَفْعَلُ اللَّهُ بِعَذَابِكُمْ إِنْ شَكَرْتُمْ وَآمَنْتُمْ وَكَانَ اللَّهُ شَاكِراً عَلِيما ﴿
“Eğer siz iman eder ve şükrederseniz Allah size niçin azap etsin? Allah şükre karşılık veren ve her şeyi bilendir.”