Karanlık Mod
18-01-2025
Logo
Fetva: 06–Tutumlu Kocanın İbadetteki Durumu Hakkında
   
 
 
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla  
 

Soru:

Saygıdeğer Hocam Dr. Muhammed Ratıb en-Nablusi
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Benim bir sorunum var. Bana yardım edebilir misiniz? Ben bu yaz talebelerinizden biriyle evlendim. Onunla güzel ahlakı ve Rabbinden çok korktuğu için evlendim. Fakat evliliğimizden sonra dikkat ettim ki, çok fazla ibadet etmiyor. Sünnet olan hiçbir şeyi yerine getirmiyor. Mesela camide olmadığı sürece sünnet namazlarını kılmıyor. Kuran’ı sadece iki haftada bir eline alıyor. Ramazan ayında, Kuran ayında bile hatim etmiyor. Okuduğu bir cüzü geçmiyor. Rabbini tesbih etmiyor. Ben Elhamdülillah bilgili ve sürekli ibadet eden biriyim. Ama beraber yaşadığım kişinin ibadet etmemesine alışkın değim. Yarın bir gün çocuklarımız olduğunda babaları gibi olmalarından korkuyorum. Eşime hep nasihat ediyorum ama söylediğine göre işinin yoğunluğu sebebiyle böyle oluyor. Bilseydim onunla evlenmezdim. Nişanlıyken hafız olacağını vaat etmişti. Ama hiçbir şey ezberlemedi.  Bu duruma çok üzülüyorum ama ne yapacağımı bilmiyorum. Onunla evlendiğime pişmanım ama kendi kendime de diyorum ki, belki de Allah ona benim vesilemle hidayet verecek. Sakıncası yoksa bana ne yapmam gerektiğini söyler misiniz? Kafam çok karışık ve çok üzgünüm. Bana her hangi bir tavsiyeniz olursa çok sevinirim.
Allah sizden razı olsun.

Cevap:

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla, Salât ve Selam dürüst ve sözünün eri olan Hz. Muhammed (s.a.v.)’in üzerine olsun. Şöyle ki;
Kıymetli kardeşim,
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Sorunuzun cevabı şu şekildedir:
Bazı nafile ibadetlerde eksiklik müslümanlar, özellikle de eşler arasında nasihat ve suçlamaya sebep olabilirse de, eşler arasında ayrılığa sebep olması caiz olmaz. Sadece varsayımlar uğruna bu yapılmaz. Yapmanız gereken şey eşinize hikmet ve güzel öğütle yaklaşmanızdır. Bu yaklaşım sevgi ve samimiyete dayalı bir şekilde olmalıdır. Bu sınırı aşmanız aranızdaki ilişkiyi bozar ve karşı tarafı haktan uzaklaştırır, dine aykırı davranmanıza sebep olur. Allah Teala’nın kelamını iyi okuyun ve düşünün:

﴾ ثُمَّ أَوْرَثْنَا الْكِتَابَ الَّذِينَ اصْطَفَيْنَا مِنْ عِبَادِنَا فَمِنْهُمْ ظَالِمٌ لِنَفْسِهِ وَمِنْهُمْ مُقْتَصِدٌ وَمِنْهُمْ سَابِقٌ بِالْخَيْرَاتِ بِإِذْنِ اللَّهِ ذَلِكَ هُوَ الْفَضْلُ الْكَبِيرُ ﴿

[ فاطر:32 ]

“Sonra biz kullarımızdan seçtiklerimizi o kitaba mirasçı kıldık. Onlardan kimi kendine kötülük eder, kimi orta bir durumdadır, kimi de Allah’ın izniyle hayır işlerinde yarışır; işte büyük lütuf budur.” 

[ Fatır Suresi: 32 ]

Yine şu sahih hadisi de okuyun:
Talha b. Übeydullah’tan rivayet edildiğine göre saçı başı dağınık bir bedevi Resulullah (s.a.v.)'e geldi ve: "Ya Rasulallah! Yüce Allah bana ne kadar namazı farz kıldı?" diye sordu. Allah Resulü (s.a.v.): "Beş vakit namazı farz kıldı, ama istersen bunun yanında nafile namaz da kılabilirsin" karşılığını verdi. Bedevi: "Yüce Allah'ın bana farz kıldığı oruç ne kadardır?" diye sorunca, Allah Resulü (s.a.v.): "Ramazan ayını oruçlu geçirmendir; ancak bunun yanında nafile oruç da tutabilirsin" karşılığını verdi. Bedevi: "Yüce Allah'ın bana farz kıldığı zekât ne kadardır?" diye sorunca, Allah Resulü (s.a.v.) zekâtla birlikte İslam’ın diğer emirlerini ona anlattı. Sonunda bedevi: "Sana Nebiliği ihsan edene yemin olsun ki, nafile olarak bir şey yapmam; ancak bana farz kılınanları da eksiltmem!" deyince, Allah Resulü (s.a.v.): "Dediğini yaparsa kurtuluşa erer!" veya: "Dediğini yaparsa Cennete girer" buyurdu. Ne ben ne de bir başkası dini emirler konusunda Allah ve Resulü’nden daha gayretli kimse yoktur. Doğru ve sağlam dini tavır duygulara ve geleneğe göre olan değil ilim, ayet ve hadislere dayalı olan tavırdır. En doğrusunu Allah bilir. 
Dr. Muhammed Ratıb en-Nablusi

Mevcut Diller

Resmi Gizle