Aya gelince, Allah Subhanehu ve Teala onu da bizim için bir işaret kılmıştır:
﴾ هُوَ الَّذِي جَعَلَ الشَّمْسَ ضِيَاءً وَالْقَمَرَ نُورًا ﴿
﴾ Güneşi aydınlatıcı, ayı ise aydınlık yapandır ﴿
Ay güneş ışıklarını yansıtır.

Bundan dolayı Cenab-ı Hakk’ın hikmeti daha da yücelir. Ayın toprağı kristal topraktır ve büyük bir görevi vardır, o da güneş ışınlarını yeryüzüne yansıtmaktır.
﴾ ayı ise aydınlık yapandır ﴿
Güneş ışınları keskindir. Ay ışığı ise yumuşaktır. Ay geceleri görünür ve gece yumuşak bir hava dokusu vardır.

Ay büyük bir hikmetle ayda bir kez kendi etrafında, ayda bir kez de dünyanın etrafında döner. Dünya da öyle, ay da öyledir, ay bu şekilde döner. Öyleyse, biz ayın tüm günlerinde ayın tek bir yüzü ile karşılaşırız. Çünkü o bir kez kendi etrafında, bir kez de dünyanın etrafında döner. Peki kim ayın dünyanın etrafında ve kendi etrafında ki dönüşlerinde aynı hizada olmalarını sağlayabilir? Tabi ki Allah Subhanehu ve Teala. Dolayısıyla ay yüzeyinde görünen şeyleri biz hep görürüz. Bir astronot ayın diğer yüzeyine gitseydi dünyayı asla göremezdi. Çünkü ay dünya etrafında dönerken dünyaya hep tek yüzü dönüktür.
Dünya döner, ay hareket eder. Ay bir günde on üç derecelik hareket sağlar. Dolayısıyla ay dolunay olduğunda doğudan güneşin batmasıyla birlikte doğduğunu görürsün. Mesela yaz günlerinde saate bakın, ay sekizde doğuyorsa ertesi gün doğuşu elli dakika gecikir.

Yani ay dünyanın etrafındaki yörüngesinde on üç derece ile döner. Doğuşu da elli derece gecikir. Yani dünya etrafındaki yörüngede hareketi on üç derecelik bir harekettir. Fakat ay nasıl görünür, Allah Teala şöyle buyuruyor:
﴾ هُوَ الَّذِي جَعَلَ الشَّمْسَ ضِيَاءً وَالْقَمَرَ نُورًا وَقَدَّرَهُ مَنَازِلَ ﴿
﴾ Güneşi aydınlatıcı, ayı ise aydınlık yapan, yılların sayısını ve hesaplamayı bilesiniz diye ona menziller belirleyen O’dur. ﴿
Güneş şöyledir, ay böyledir, dünya buradadır. Dünya buradaysa güneş ortadadır, ay da burada. Dünyadakiler ayı tam dolunay olarak görürler. Ay bu şekilde giderse dünyadakiler için ay nasıl görünür? Gördükleri ayın bir yüzünün yarısıdır. Ay güneş ve dünyanın arasına girdiğinde güneş kaybolur. Ayın evrelerini belirlemek mucizevî bir şeydir. Allah Subhanehu ve Teâlâ onu dünya ehli için takvim kılmıştır. Ay tüm insanlar için dilleri, kültürleri, ırkları, mezhepleri, coğrafyaları farklı da olsa, kuzey de güneyde, doğu ve batıda da olsalar hepsi için takvim kılınmıştır. Yani ay herhangi bir yerde evrelerine göre görülür. Birinci gün, ikinci, üçüncü gün… On dördüncü gün, on beşinci gün vb.
Ay ve Dünya arasındaki yakın ilişki:
﴾ وَقَدَّرَهُ مَنَازِلَ لِتَعْلَمُوا عَدَدَ السِّنِينَ وَالْحِسَابَ ﴿
﴾ yılların sayısını ve hesaplamayı bilesiniz diye ona menziller belirleyen O’dur. ﴿
Gerçek şu ki ay ile ilgili çok önemli, çok incelikli bilgiler vardır.

Bunlardan biri bize uzaklığının üç yüz altmış bin kilometre oluşudur. Bu dünyaya en yakın gezegendir. Fizikçiler onu dünyaya yakınlığından dolayı uydu olarak isimlendirirler. Uzay aracı bu mesafeyi kırk bin kilometre hızla üç günde kat etmişti. Ama ışık ay ile dünya arasındaki mesafeyi sadece bir saniyede kat edebilir. Bir saniyede dünya ile ay arasındaki mesafeyi kat edebilir.
Ay bir kütledir, dünya da bir kütledir ve arlarında bir çekim gücü vardır. Dünya ayı, ay da dünyayı çeker. Dünya ayı çeker, eğer çekmeseydi ay dünyadan çok uzakta düz bir şekilde yol alırdı. Fakat dünya kütlesinin çekim gücü onu etrafında döner hale getirir. Dünyanın ayı çekmesine gelince, eğer dünya ayı çekmeseydi dünya kendi etrafında dört saatte bir dönerdi ve gündüz iki saat, gece de iki saat olurdu. Günün iki saat olması inanılmaz, sabah namazını kıl, giyin, işe git ve akşam ezanı okunsun. Daha dükkan bile açılmaz. Kepenkler kalkar akşam ezanı okunur. Eve dönebilir mi? Akıl alır gibi değil. Akşam yemeği için eve gelir, yemek yer, çocuklarıyla oturur ve uyumak için yatağa gittiğinde güneşin doğduğunu görür. İnanılmaz!

Eğer ay güneşin hızını yavaşlatsaydı gündüzler de geceler de iki saat olurdu. Ama ayın dünyayı çekim gücü, dünyanın kendi etrafında yirmi dört saatte dönmesini sağlar. Bu makuldür, insan evine gider, rahatlar, hala uzun bir zamanı vardır. Dinlenmek için uzun bir vakit vardır, işine gider, sekiz saat çalışır, yorulur. Eve geldiğinde öğle yemeğini yer, işine tekrar döner, akşam namazından sonra evine tekrar gelir. Gündüzün ve gecenin on iki saat olması beklenir. Ve on iki saat önemlidir.
﴾ (ذَلِكَ تَقْدِيرُ الْعَزِيزِ الْعَلِيمِ(96
﴿
﴾ İşte bu, aziz ve alîm olan Allah’ın takdiridir. ﴿
Ay ile dünya arasında bir çekim vardır. Bilim adamları bunun elli kilometre çapında çelik bir kablo şeklinde tasavvur ediyorlar. Ama Allah lütuf sahibidir, Dünyanın ayı çekmesi bir çelik halatla gerçekleşmez, görünmez bir çekim gücü ile gerçekleşir. Bunun delili de medcezir, gelgit olayıdır. Deniz aya doğru çekildiğinde sular yirmi metre yükselir. Ayın çekimi nedeniyle karanın santimetrelerce yükseldiği yönünde de araştırmalar vardır. Yani dünya ile ay arasında çok yakın bir ilişki vardır.

Derler ki: “Ay dünyaya yarım mesafe daha yaklaşsaydı, insan onun daha güzel olduğunu düşünebilirdi. Çünkü hem hacmi büyük olurdu, hem de ışığı daha kuvvetli olurdu. Hayır, ay dünyaya yarım mesafe daha yaklaşsaydı gelgitler altmış dört kat daha artardı. Yani 64 çarpı 20 metre yaklaşık bin iki yüz metre. Çok sayıda sahil şehri ve dağ şehri her gün iki kez sular altında kalırdı. Bu imkânsızdır. Ayın o konuma yerleştirilmesi mucizevi bir şeydir. Gelgitler makul seviyede yirmi metredir. Bu limanlarda navigasyona da yardımcı olur. Yani büyük faydaları vardır. Ancak mesafe biraz daha yaklaşsaydı gelgitler altmış dört kat daha fazla olurdu. Bu da deniz kıyılarındaki yaşamı imkansız hale getirirdi.
Mesela Lübnan’da gelgit olayından kaçmak için Dahr el-Baydar denen yere gidersin ama imkânsızdır. Tüm o şehirler ve tüm mekânlar sular altında kalır mesela, eğer ay dünyaya biraz daha yaklaşırsa… Size Allah’ın şua yetini hatırlatayım:
﴾ (الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ بِحُسْبَانٍ(5 ﴿
﴾ Güneş ve ay bir hesaba bağlı (olarak hareket ederler). ﴿
﴾ (إِنَّا كُلَّ شَيْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ (49 ﴿
﴾ Şüphesiz biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık. ﴿
Rabbimiz Azze ve Celle buyuruyor ki:
﴾ هُوَ الَّذِي جَعَلَ الشَّمْسَ ضِيَاءً وَالْقَمَرَ نُورًا وَقَدَّرَهُ مَنَازِلَ لِتَعْلَمُوا عَدَدَ السِّنِينَ وَالْحِسَابَ ﴿
﴾ Güneşi aydınlatıcı, ayı ise aydınlık yapan, yılların sayısını ve hesaplamayı bilesiniz diye ona menziller belirleyen O’dur. ﴿
Ayın kütlesi küçüktür. Altmış kiloluk bir insan aya gitse ve tartılsa on kilo olduğunu görür. Aydaki her şey dünyaya göre altı kat daha hafiftir. Dünyada altmış kilo olan biri ayda on kilodur. Ayda hava ve su yoktur. Öyleyse ses de yoktur. Ayın yüzeyine bir top atılsa kimse duymaz. Hava ve su yoktur, o zaman toprağı aşındıran bir madde de olamaz. Ay yaratıldığından bu yana hep aynıdır. Ama dünya birçok değişikliğe uğramıştır. Nehir yataklarında, deniz kenarlarında ve pek çok şeyde…
Ay yılların sayısını hesaplayabileceğimiz şekilde yaratılmıştır:
Başka bir şey daha, Ayın yüzeyini gözlemleyen ve içinde on bin tane vadi olduğunu söyleyen bilim adamları vardır. Yine ayın yüzeyinde küçük vadiler, dağlar ve ovalar vardır. Allah Azze ve Celle ayı Allah’ın azametine işaret eden ayetler ve işaretlerden biri kılmıştır.

Ancak ayetteki lam harf-i ceri;
﴾ لِتَعْلَمُوا عَدَدَ السِّنِينَ وَالْحِسَابَ ﴿
﴾ yılların sayısını ve hesaplamayı bilesiniz diye ﴿
Sebep bildiren harftir. Sanki Allah Teala ayı yılların sayısını bilelim diye yaratmıştır. Ayın dünya etrafındaki dönüşü kameri yılın temelidir. Dünyanın güneş etrafında dönüşü ise güneş yılının temelini oluşturur. Şemsi aylar hükmidir. Dünyanın güneş etrafındaki dönüşü bir yıldır. Kameri yıl ise hükmi bir yıldır. Ama ayın dünya etrafında dönüşü bir turdur yani ayın dünya etrafındaki dönüşü üzerine kameri yıl inşa edilir. Dünyanın güneş etrafında dönüşü de şemsi yıl olarak belirlenir.
Kaynak: Ayrıntılı Tefsir – Ders: 03- Yunus Suresi – 05-09 ayetlerin tefsiri, Allah’ın azametine işaret eden ayetler