Şükür üç çeşittir. Birincisi gizli şükürdür; İnsan burada sessizdir ama Allah’ın verdiği nimetler için Rabbine minnettardır. Bu içsel bir şükürdür. İkincisi dil ile yapılan lâfzî şükürdür. “Ya Rabbi sen bana ikramda bulundun, sana hamdolsun.”

Yaşamak için ne güzel sebeplerimiz var, saliha bir eş, sadık evlatlar, kişinin başarılı olduğu güzel bir meslek… Fakat şükrün en kıymetli çeşidi Allah Teâlâ’nın ayetindeki gibidir. İnsanlara hizmet etmek Allah’ın nimetlerine karşı yapılan şükür çeşitlerinden biridir.

﴾ اعْمَلُوا آلَ دَاوُودَ شُكْراً وَقَلِيلٌ مِنْ عِبَادِيَ الشَّكُورُ ﴿

[سورة سبأ: 13]

“Ey Davûd ailesi, şükredin! Kullarımdan şükredenler pek azdır.”

(Sebe Suresi: 13)

Öyleyse gizli şükür vardır ki bu kalben Allah’a minnettar olmaktır. Lâfzî şükür “Elhamdülillah” diyerek şükretmektir. Bir de amelî şükür vardır ki o da ilahi nimetlerin karşılığında insanlığa hizmet etmektir.

Dr. Ömer Abdulkafi:

İnsanlar maalesef bazen Allah’ın merhameti dışında yetersiz davranıyorlar. Bu yetersizlikleri şükrü anlama konusundadır. Zannediyorlar ki şükür sadece dil ile yapılır. Fakat insanın tüm organlarıyla âlemlerin rabbine şükretmesi gerekir. Allah Teâlâ buyuruyor ki:

﴾ وَإِنْ تَعُدُّوا نِعْمَةَ اللَّهِ لَا تُحْصُوهَا ﴿

[سورة إبراهيم: 34]

“Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışsanız sayamazsınız.”

(İbrahim Suresi: 34)

Bir nimete bile şükredemezken bu kadar kapsamlı nimetlere nasıl şükredeceğiz?!

Dr. Muhammed Ratıb:

Birine şöyle söylemek akıl alır bir şey midir: “Al bu dinarı say.”

﴾ وَإِنْ تَعُدُّوا نِعْمَةَ ﴿

“Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışsanız”

Burada sanki bir tek nimetmiş gibi görünüyor. Fakat bir nimete yoğunlaşsanız onun içerisinde daha binlercesini bulabilirsiniz.